GLOBAL DİJİTALLEŞME - YAKLAŞAN SOSYALİZM

Geçtiğimiz yıllarda yeni kişiler ve icatları dünyaya yeni bir düzenin geleceğinin göstergesi olmuştu. Bugün bu kişilere duyulan önem ve icatlarına gösterilen rağbet malumdur. İnsanoğlu olarak yarına bakışımız her vakit optimistik olmuştur, çünkü pratiklik bunu gerektirir, fakat zaman belkide pesimistik olmamazı gerektirmektedir, çünkü yarın hakkında hiçbir fikrimiz yok!
Madde ve Enerjinin manasını idrak edemeyen insanoğlu onu düşünce gücüyle evrimleştirecek ve daha da geliştirecek güce sahip hale gelmiştir. Bugün geçtiğimiz zamanlardan ayrı olarak farklı bir çağa girmekte bulunmaktayız. Bir tarafta bilimde bir özelleştirme yaşanırken diğer tarafta sistemde bir küreselleşme meydana gelmektedir. Başka bir ifadeyle bilim sadece insanlığın evrimleşmesine neden olmamış dahasıyla insanlığın sadeleşmesine ve tekleşmesine yol açmıştır. Fakat her ne kadarda gelişse her vakit politikanın mahkumu olmuştur. Bugün geldiğimiz noktada belki de bilimin politikayla birleşmesini göreceğiz veyahut politikanın bilimi yok etmesini. Fakat fikirlerin özgürlüğündeki gelişim ile bugün bilimin dünyaya yeni bir nesil yeni bir şekil ve yeni bir düzen getireceğinin göstergesidir. Fakat yine de bilimin sahipsiz olmayacağı aşikardır bir öncekilerin sahibi sonrakilere varis atanacaktır. İhtiyaçlarımız her vakit bizi üretken bir varlık haline getirmiştir. Yaşam koşullarının daha iyi bir hal alabilmesi için insanoğlu her vakit düzenin reforme edilmesine ihtiyaç duymuştur. Bu durum ne kadarda üst zümredeki insanlar tarafından kabul edilmese de çoğunluğun kaliteleşmesi bu ihtiyacı irdeletmektedir. Fikirler ölmeyen düşüncelerdir her vakit değişir ve gelişirler. Zaman ve mekan fikri kabul etmeyebilir fakat vakit ilerledikçe fikir baskın gelir. Bugün geldiğimiz çağda barış, eşitlik ve adalet mevzularının ne kadar geliştiğini görmekteyiz fakat erişimini sorgulamaktayız. Bir tarafta ‘’Black lives matter’’ sloganıyla siyahilerin hayati meselesi mevzu iken diğer tarafta küresel siyahilerin önemi meçhuldür. Fakat günümüz dünyasındaki uluslararası kurumlar insanlığın gelişeceğini diğer ülkelerin zamandan ve mekandan mahrum kalmayacağını ifade etmektedir. 2020 yılı muhakkak alt tabakadan gelen bir baskının kırılamayacağı bir yıl olacaktır ve olmuştur aslında. IMF geçtiğimiz günlerde ‘’Great Reset’’ başlıklı oturumunda COVID-19 ile gelen krizleri aşabilmek için üç ana madde yayınlamıştır. Bu maddeler bastırılan küresel halkın fikirleridir fakat bu küresel halk ne için ve kim için oluşturulmuştur, orası muammadır. Bu üç ana maddeden bahsetmek gerekirse ilk olarak süregelen iklim değişikliği sorunuyla ilişkili durumdur. İkinci olarak ekonomik dijitalleşme ve üçüncü olarak adil ve eşitlikçi bir büyüme politikası güdülmüştür. Bunları daha derin analiz ettiğimiz vakit üç maddenin de süregelen ve bastırılan problemler olduğunu görmekteyiz, ne zaman ki kriz büyüyene kadar. Ayrıca bu üç maddenin ortak noktası da küresel eğilimde olmasıdır. Yakın tarihte kapitalizmin artışı ile gelen toplumdaki sınıf farklılıkları ve faşizm ile gelen toplumdaki sınıf ayrılıkları bugün hat safhaya ulaşmıştır. Devletler arasındaki eşitsizlik ve bazı devletlerin küresel rolünün artması değişimin elzem olduğunu ifade etmektedir.
Dijital küreselleşme ve sosyalizm diyorduk gelin açalım şu mevzuyu biraz, Şimdi bahsedeceğim bu kişiler o vakit İnsanların gözünde bilim gibi kendileri de başlarda anlamsız bir hayal kurmuşlardı fakat bu vakit anlıyoruz ki hayalinde ötesi varmış! Bildiğimiz üzere geçtiğimiz günlerde Elon Musk bir hayali gerçekleştirmek için kurduğu uzay taşımacılığı sirketi olan SpaceX ile özel bir firmanın uzaya insan götürülebileceğini ispatladı ve başka insanlarında bunu başarabileceğine ikna etti. Elon Musk aynı zamanda elektrikli araba üreticisi olan Tesla Motor’un sahibidir. Bu kişi aslına bakarsak sadece bilimi etkilememiş ayrıca politikanın gidişatını da etkilemiştir ve muhakkak daha da etkileyecektir çünkü bu gelişmeler politikadan yoksun kalamayacaktır. Bugün Elon Musk diğer bir hayali de Nikola Tesla’nın hayali olan bedava elektrik projesi olabilir. Onun olmasa bile bir başkasının olabilir. Bugün bilimin gelişimi ile kaynakların eşit ve adil kullanımına verilen önem artmıştır. Nikola Tesla’nın bu projeyi eyleme geçirememesinin tek nedeni vaktin uygun olmamasından kaynaklıdır. Fakat bulunduğumuz çağın olanakları bunu mümkün olduğunu göstermektedir. Bulunduğumuz çağın bir diğer önemli gelişmelerinden biri de blockchain yani blok zinciri teklonojisidir. Blok zinciri dediğimizde aklımıza ilk olarak bitcoinler gelmektedir. Bazılarımız milyoner olma şansını kaçırmış bazılarımız şans eseri milyoner olmuştur, bazılarımızda 100 milyon dolar değerinde iki pizza yemiştir. Fakat bu teknoloji sadece dijital para ve banka sisteminin reformasyonunu değil daha ziyade bütün sistemin reformasyonunu ele almaktadır. Bitcoin’i icat eden namı diğer satoshi nakotomo aslında para değil bir dijital banka sistemi kurmuştur. Amaç eşlerarası (peer to peer) sistem ile üçüncü kişiyi aradan çıkarmak ve işlemin güvenliğini sağlamaktır. Blok zinciri teknolojisi bunun içindir ki bütün sisteme uygulanabilir. Blok zinciri sistemi hizmet sektörlerinde gelişimine devam etmekte ve bu gelişim gözlerden kaçmamaktadır. İletişim, Sigorta, akıllı sözleşmelerden sağlığa kadar hayatımızı daha da kolaylaştıracak bir altyapı kurulmaktadır. Hatta seçim sisteminin daha adil, güvenli ve şefaf olabileceğini bize göstermektedir ve bununla birlikte Afrika devletleri gibi istikrarsız, refah seviyesi düşük, yolsuzluğun hat safhada olduğu ülkelerde demokratik ve adil bir seçimin mümkün olabileceğini göstermektedir. Bir tarafta Amerika da silikon vadisinden insanlar kaçarken diğer tarafta Rusyanın yeni bir silikon vadisi inşa etmesi gelecekte bir çok ülkenin ileri seviye teknoloji çağına gireceğini de göstermektedir. Ethereum adlı blok zinciri platformu vitalik buterin adli Rus bir yazılımcı tarafından kurulmuştur. Bu platform sadece dijital parayı geliştiren bir teknoloji icat etmemiş ayrıca seçim sisteminin teknolojik alt yapısını inşa etmiştir ve geçtiğimiz günlerde Vladimir Putin tarafından elektronik seçim sistemi onaylanmıştır. Velhasıl kelam…
İlerleyen yıllarda teknolojinin her bireyin hayatına daha da çok etki edeceği malumdur. Kurulacak sistemde sosyal mülkiyet kavramı yeni bir perspektif kazanacaktır. Global dijitalleşme, üretim ve hizmet araçlarının hakimiyetine sahip olan grubun alt sınıf bireylerinin olacağını söylemektedir. Küresel dijitalleşme, yeni bir sistem, yeni bir nesil ve yeni, geniş bir kimlik ortaya çıkartmaktadır. Yönetimin kodlara bırakılması insanların yapabileceği herhangi bir hatadan veya ihmalden doğacak durumu engellemesi içindir. Fakat diğer tarafta bugünün sermaye sahipleri bulunmaktadır fakat onlarda mevcut durumun baskıyı kırdığını ve gelmekte olanın engellenmeyeceğini bilakis ona kucak açmayı ve onu kendi sistemine uydurmanın mühim olduğunu anlamıştır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar